TR
  • English
  • Türkçe
  • Deutsch
  • русский язык
  • українська
  • العربية
  • Français
  • español, castellano
  • gör

    Bingöl

    Yüzen Adalar

    Yüzen Adalar, tamamen doğal, üç tarafı dağlarla çevrili bir krater gölü üzerinde bağımsız hareket eden üç adadan oluşuyor. Bingöl-Solhan kara yoluna 4,5 km uzaklıkta. Gölün derinliği 50 metreden fazladır ve devamlı taze su akıntısı ile besleniyor. Gölün en ayırt edici özelliği, içerisinde bulunan üç adanın göl içerisinde bağımsız, âdeta bir sal gibi hareket etmesi. Bu adaların üzerinde bulunan bodur dişbudak ağaçları da Yüzen Adalar’ın görsel güzelliğini arttırıyor. Gölün suyu ise tatlı ve berrak.

    Buban Peri Bacaları

    Kent merkezine 50 kilometre uzaklıkta bulunan Sancak beldesindeki Oğuldere Köyü’nde bulunan Buban Peribacaları, Bingöl’ün doğal güzelliklerinin çeşitliliğini yansıtması açısından çok önemli. Uzun yıllar boyunca vadi yamaçlarından inen sel suları ve rüzgâr, tüflerden oluşan kayaları aşındırmasıyla peribacası şeklinde ilginç sivri kaya şekilleri ortaya çıkarmış ve bir doğa harikası yaratmıştır.

    Zağ Kaya Sığınak Odaları

    Sarp bir kayalık üzerinde, Murat Nehri kıyısında yer alır. Kayaya oyulmuş dört katlı sığınak odasına, yine kayaya oyulmuş basamaklar ve dar bir yol vasıtasıyla ulaşılmakta. Dört katlı Zağ Kaya Sığınak Odaları’nda her katta farklı sayıda ve boyutta oda var.

    Kayalıkların Urartu kökenli olduğu ancak sonradan Bizans, Ceneviz ve Pers uygarlıklarınca da kullanıldığı düşünülüyor. Zağ Kaya Sığınak Odaları’nda 30 kadar odayı gezmek mümkün.

    İsfahan Bey Cami

    16. yüzyıl başlarında, Akkoyunlular döneminde İsfahan Bey tarafından Bingöl Aşağı Çarşı’da yaptırılan cami, Akkoyunlu mimarisi tarzında kesme taşlardan inşa edilmiş. Zaman içinde Bingöl’ü de etkileyen depremler nedeniyle pek çok onarım görse de İsfahan Bey Cami, şehir merkezindeki tek tarihî yapı olma özelliğine sahip.

    Bağlarpınarı Köyü Cami

    Bağlarpınarı Köyü’nde tarihî mezarlık, çeşme ve havuzun ortasında yer alan Bağlarpınarı Cami, Osmanlı dönemine ait bir yapıdır ve cami kapısı üzerinde hicri 1219 (miladi 1809) tarihi yazılıdır. Tarihi üzerinde barındıran kitabe, geometrik bezemeler içerirken caminin içindeki minber ve mihrap ise kesme taşlar ile biçimlendirilmiş. Cami, sütun başlıkları bitki motifli süslemeler barındırıyor.

    Caminin kuzeydoğu köşesinde yine kesme taş işçiliği ile biçimlendirilmiş tarihî bir mezarlık da bulunuyor.

    Balaban Bey Cami

    Kiğı ilçesinde bulunan ve Akkoyunlular dönemine uzanan tarihiyle Balaban Bey Cami, Piltan Bey ve Cami-i Kebir olarak da bilinir. 1400’lü yılların başında yapılan cami, Bingöl’de varlığını sürdüren en eski camidir. Cami bahçesinde tarihî bir mezarlık bulunur ve camiyi yaptıran Akkoyunlu Beyi Pir Ali Bey’in mezarı da yine camii içerisinde yer alır.

    Kral Kızı Kalesi

    Bingöl’ün Genç ilçesinin yaklaşık 2-3 km doğusunda bir tepe üzerine kurulmuş bir kaledir. Kaynaklarda “Dara Hini”, yani “Dara’nın Çeşmesi” olarak isimlendirilir. Kral Kızı Kalesi’ni Pers Hükümdarı Dara’nın MÖ 7. yüzyılda kızı için yaptırdığı ve Akkoyunlu Uzun Hasan’ın Trabzon Rum İmparatoru’nun kızı Despina (ya da Theodora) ile evlendiğinde onun için yaptırdığı rivayetler arasındadır. Genç ilçesi, adını “Genç Kalesi” olarak da bilinen bu kaleden alır.

    Vank Kilisesi

    Vank mezrasında, yüksek bir tepede bulunan Vank Kilisesi’nin en az 300 yıllık olduğu düşünülüyor. Giriş (batı) cephesi düzgün kesme taş ile kaplı. Kilisenin en öne çıkan bölümü, kapısındaki taşlarda ve süslü alınlığı üzerinde değişik biçim ve büyüklükte kazılı çok sayıdaki haç işaretidir. Çatısı düz ve toprakla kaplı kilisenin çatıda biriken suyunun akması için aslan ağızlı iki çörten konmuş ve bu durum, kiliseye yerel özellikli bir mimari yapı kazandırmış.

    Kiğı Kalesi

    Şehitler Kalesi veya Görgeç Kalesi olarak da adlandırılır. Kiğı Kalesi’nin Urartular döneminde yapıldığı düşülüyor. Bizans-Osmanlı mimari özellikleri de taşıyan kale, kuzey ve batı yönlerinden çok dik bir yamaçtadır. Bu nedenle görkemli bir manzaraya sahip olan kaleye güney yönünden çıkılır.

    Eskikavak Köyü Manastırı

    Nehre Nazır Azize Meryem Ana veya Yüksekteki Meryem Ana isimleriyle de bilinen Eskikavak Köyü Manastırı’nın tarihi 14. yüzyıla uzanır. Manastır, eğimli bir arazide inşa edilmiş olması nedeniyle güzel bir manzaraya sahip ve içerisinde haç motifleri üzerinde taş işçiliği örnekleri yer alıyor.